
BUHASDER Yazarın Tüm Yazıları

Aşı
Özgür DaÄŸlı
Aşı, insanları hastalıklardan ve sonuçlarından koruyabilmesi için saÄŸlam ve risk altındaki kiÅŸilere uygulanmaktadır. İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneÄŸinde olan mikropların hastalık yapma yeteneklerinden arındırılarak yada zayıflatılarak saÄŸlam kiÅŸilere verilmesi için geliÅŸtirilen biyolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşıların tedavi edici özellikleri yoktur. Herhangi bir hastalık oluÅŸtuktan sonra veya geçirdikten sonra aşı yapmanın hiç bir yararı yoktur.
Aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduÄŸu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir. Belirlenen "Aşı Takvimi"ne uyulması, en yüksek düzeyde koruma saÄŸlanması açısından çok önemlidir. Bebekleri, ölümcül ve sakat bırakan hastalıklardan korumak ve onlara saÄŸlıklı bir gelecek sunabilmek için en emin yol aşılamadır. Bebeklerin korunması, gebelikten itibaren anne adayına uygulanacak aşılar ile baÅŸlamaktadır. Aşı ile korunulabilir hastalıklardan kaynaklanan bebek ve çocuk hastalık, sakatlık ve ölümlerinin önlenmesi; bu hastalıkların morbidite ve mortalitesini azaltmak için, hassas yaÅŸ gruplarına enfeksiyona yakalanmalarından önce ulaşıp bağışıklanmalarını saÄŸlamak ve etkinliÄŸi korunmuÅŸ aşı ile yüksek aşılama oranlarına ulaÅŸmaktır.Amaç aşı ile korunulabilir yedi hastalığın morbidite ve mortalitesinin azaltılmasıdır. Bu hastalıklar; Difteri, kızamık, boÄŸmaca, tetanoz, tüberküloz, poliomyelit ve hepatit B dir.
Herhangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaÅŸlarda ve uygun aralıklarda yapılması ÅŸarttır. Canlı aşılarda aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmaları ile birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiÅŸtir. Verem, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları buna örnektir. Ölü aşılarda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüÅŸtür. Ancak vücudu uyararak antikor dediÄŸimiz koruyucu maddelerin yapılmasını saÄŸlayacak özellikleri korunmuÅŸtur. BoÄŸmaca aşısı buna örnektir. Subunit aşılar kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak; bu parçalardan vücudu uyaran koruyucu antikorların yapılmasını saÄŸlayacak olanları aşı yapımında kullanılmaktadır. Örnek olarak Grip ve Hepatit B aşıları verilebilir.
Grip İnfluenza A ve B virüslerinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Grip aşısı inaktif; yani ölü bir aşıdır ve her yıl kış aylarında görülmesi beklenen grip virüslerine karşı yeniden hazırlanır. Grip enfeksiyonu her mevsimde ortaya çıkabilir, bununla birlikte grip enfeksiyonlarının çoÄŸu ekim- mayıs ayları arasında oluÅŸur. Son yıllarda grip enfeksiyonlarının önemli bir kısmı Ocak ve ÅŸubat aylarında ortaya çıkmıştır. Aşının koruyuculu etkisi 2 -3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu neden ile tavsiye edilen yıllık grip aşısının aşı kullanıma sunulur sunulmaz grip salgını baÅŸlamadan önce eylül – ekim aylarında yapılması ve hastaların aşılanmalarının Aralık ayından önce bitirilmesidir. Ancak kiÅŸi gribe yakalanmamış ise aşılama grip sezonunun sonuna kadar uygulanabilir.
Toksoid aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiÄŸi zehirler çeÅŸitli kimyasal maddelerle iÅŸlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır. Etkin bir aşılama için aşıların üretildikleri fabrikadan uygulanacak kiÅŸiye +2/+8 derece ısıda ve güneÅŸ ışınlarından korunarak ulaÅŸtırılmalıdır. Aşıların üretildiÄŸi andan uygulandığı ana kadar etkinliÄŸini kaybetmeyecek ÅŸekilde muhafaza ve sevkiyat sistemine soÄŸuk zincir denir.
Verem aşısı sulandırıldıktan sonra 8 saat içinde kızamık aşısı sulandırıldıktan sonra 4 saat içinde, Hepatit-B aşısı doÄŸumdan 72 saat sonrasına kadar uygulanır.Difteri, boÄŸmaca, tetanoz, Hepatit-B aşıları kas içine yapılır. Kızamık aşısı deri altına, Verem aşısı deri içine yapılır. Çocuk felci aşısı iki damla ağıza damlatılarak uygulanır. Aşı uygulandıktan sonra ilk 24 saatte ateÅŸ gözlemlenebilir. Uygulama yerinde olan aÄŸrı, kızarıklık ve ÅŸiÅŸlik ise 2-3 günde kendiliÄŸinden geçer.
Aşıların hayat kurtardığı bilim insanlarınca tartışmasız kabul edilen gerçeklerden biridir. Aşılar, 20. yüzyılda halk saÄŸlığı için yapılanlar arasında birinci sırada yer almaktadır. 20. yüzyılın ikinci yarısında insan saÄŸlığını tehdit eden çok sayıda hastalık aşılar sayesinde artık neredeyse kaybolma noktasına gelmiÅŸtir
1990’lardan sonra tüm dünyaya hakim olan bilimsel düÅŸünceden uzaklaÅŸma eÄŸilimi bu alana da bulaÅŸmış ve aşılar toplumlarda tartışılır hale gelmiÅŸtir. Aşı karşıtlığı üzerinden, para kazanan kiÅŸiler türemiÅŸtir. Ne yazık ki aşı karşıtlığı tüm dünyada giderek daha çok taraftar toplamakta ve çok sayıda insan aşılara ÅŸüpheyle yaklaÅŸmaktadır.
Aşı karşıtlığı aslında yeni bir akım deÄŸildir. Geleneksel olarak bilime ve teknolojiye inanmayan topluluklar aşılara hep mesafeli olmuÅŸlar ama kendileri aşılanmasa da toplumun büyük çoÄŸunluÄŸunun aşılanıyor olması sayesinde infeksiyonlardan korunmuÅŸlardır. Yeni olan, aşı karşıtlığının etkisiyle, sosyokültürel düzeyi yüksek, eÄŸitimli ve teknolojik ilerlemeye inanan kiÅŸilerin de aşılara mesafeli yaklaÅŸmaya baÅŸlamış olmalarıdır. ABD’de zenginlerin yaÅŸadıkları bölgelerdeki okullarda aşılanma oranları %35-40 civarında olup Sudan ve Çad gibi dünyanın fakir ülkelerindeki aşılanma oranlarından daha düÅŸüktür.
Ülkemizde de çocuklarını aşılatmayan ailelerin sayısı hızla artmaktadır.Toplumda aşılanma oranlarının düÅŸmesinin kaçınılmaz sonucu salgın hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıdır. İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde binlerce kızamık olgusu bildirilmektedir. 2018 yılının Mayıs ayında Avrupa BirliÄŸi ülkelerinde 28 bebek kızamıktan ölmüÅŸtür. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde 2010 yılında yüzlerce çocukta boÄŸmaca geliÅŸmiÅŸ ve ne yazık ki 10 çocuk hayatını kaybetmiÅŸtir. Farklı eyaletlerden boÄŸmaca, kabakulak, kızamık salgınları bildirilmektedir. Ülkemizde 2013 yılında 7000’den fazla kızamık olgusu görülmüÅŸtür.
Türkiye’de uygulanan geniÅŸletilmiÅŸ bağışıklık programı ile, poliomyelitin eradikasyonu, maternal ve neonatal tetanosun eliminasyonu, kızamık eliminasyon programı,Hepatit-B kontrol programı ve difteri, boÄŸmaca, tetanos morbidite ve mortalitesinin azaltılması hedeflenmektedir. İnsanlığın ulaÅŸtığı bilimsel-teknolojik birikim düzeyi düÅŸünüldüÄŸünde, 21. yüzyılda aşıyla önlenebilen hastalıklardan insanların ölmesi kabul edilemez. Bu kayıplarda aşı karşıtlığının da büyük etkisi vardır. Aşı karşıtlığı ile mücadelenin en etkili yolu bilimsel düÅŸünceyi yaygınlaÅŸtırmak, topluma aşılar konusunda doÄŸru bilgileri vermektir.